top of page

KOBİ’ler Cloud servis sağlayıcısı seçerken nelere dikkat etmelidir?

2008 yılında Dorabase’i kurduğumuzda Türkiye’de bugün olduğu gibi güçlü bir girişimcilik ekosistemi yoktu, ülkemizde girişimciler için dayanışma ağları zayıftı. Bugünün Türkiye’sinde ise dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle yarışabilecek düzeyde rekabetçi bir girişimcilik ekosistemi var ve girişimciler arasında bilgi paylaşımı yapılmasını sağlayan ortamlar bulunuyor. Artık ‘ortada’ çok fazla bilgi ve seçenek var. Bu bakımdan, hangi bilgiyi seçmeniz, odağınıza almanız ve itibar etmeniz gerektiği daha çok önem kazanmış durumdadır.

Biz Dorabase ekibi olarak girişimcilerimizin doğru yönlendiriliyor olmalarına çok önem veriyoruz. Çünkü, biz de bir zamanlar yolun başındaydık, biz de aynı yollardan geçtik ve doğru kişilerden rehberlik almanın önemini tecrübe ederek öğrendik. Bu makalede, işini Cloud’a taşımak isteyen KOBİ’lerimiz için yol gösterici nitelikte olmasını ümit ettiğimiz bazı önerilerimizi ticari kaygılardan uzak olarak paylaşıyoruz.

Cevaplamanıza yardımcı olacağımız soru şu: “Binlerce Cloud servis sağlayıcısı firma arasından benim işime en uygun olanı nasıl seçerim?”

Şimdi gelelim bu sorunun cevabını ararken hangi parametreleri incelemeniz gerektiğine…

1- Türkiye’de yerleşik bir Cloud servis sağlayıcısı ile çalışmak sizin için kanuni bir zorunluluk olabilir. Sektörünüzü ilgilendiren regülasyonları iyi inceleyin.

Sigortacılık, Finans, Enerji gibi sektörlerde hassas nitelikteli verilerin yurt dışına çıkarılmasının mümkün olmadığını ele alırsak, bazı sektörler için yurt dışındaki Cloud servis sağlayıcılarıyla çalışmanın önünde büyük engeller bulunduğunu görebiliriz. Siz de mensubu olduğunuz sektörü ilgilendiren regülasyonları derinlemesine inceleyerek benzer kısıtlamalara tabi olup olmadığınızı en baştan öğrenmelisiniz.

2- Türkiye’de henüz ‘zone’ açmamış olan Amazon Web Services, Google Cloud gibi yabancı Cloud servis sağlayıcılarının yüksek ‘latency’ yarattıklarını göz önünde bulundurun.

Kiraladığınız Cloud sunucuların ABD’nin Batı yakasında, California eyaletindeki bir veri merkezinde barındırıldığını düşünelim. Türkiye’de bulunan kullanıcılarınız, California’da yer alan sunucularınız üzerinde çalışan uygulamalarınızı kullanırken aradaki coğrafi mesafenin neden olduğu gecikmelere (latency) maruz kalacaklardır. AWS, Google Cloud gibi şirketlerin farklı şehirlerdeki sunucularının Türkiye’deki kullanıcılar için ne kadar latency yarattığını Cloudperf.com‘da inceleyebilirsiniz. Yüksek latency, interaktivitenin yüksek olduğu uygulamalarda zayıf kullanıcı deneyimine neden olabilir. Bu bakımdan, kullanıcılarınız çoğunlukla hangi ülkede ise Cloud sunucularınızı o ülkede veya o ülkeye olabildiğince yakın bir noktada çalıştırmalısınız. Günümüzde Edge Computing olarak adlandırılan konsept farklı ülkelerde kullanıcısı bulunan web sitesi / uygulama yayıncıları için en iyi çözümdür.

3- ‘Vendor lock-in’ problemiyle karşı karşıya kalmamak için en baştan önlem alın.

Başta kurulum kolaylıkları nedeniyle tercih sebebi olan bir Cloud servis sağlayıcısı uzun vadede hiçbir şekilde vazgeçemediğiniz bir tedarikçi konumuna gelebilir. “Elini veren kolunu kaptırır” durumuna düşmemek için size uzun vadede ‘switching cost’ yaratmayacak, tercihlerinizde esnek olmanızı sağlayacak bir Cloud servis sağlayıcısı seçmelisiniz.

4- Çalışacağınız Cloud servis sağlayıcısının sunucularını doğru sertifikasyonlara sahip veri merkezlerinde barındırdığından emin olun.

İstanbul’daki örnekleri incelediğimizde veri merkezlerinin bazılarının deprem gibi büyük bir afet anında akıbetinin ne olacağı konusunda kuşkular taşıdığımızı itiraf etmeliyiz. ‘Disaster’ riskinizi minimize etmek için sertifikasyon kontrolü yapmayı ihmal etmeyin.

5- Cloud servis sağlayıcısının SLA taahhütlerini dikkatlice okuyun. Şeytan ayrıntıda gizlidir!

Cloud servis sağlayıcılarının size olan taahhütleri SLA (Service Level Agreement) ismi verilen belge ile kayda geçirilmektedir. Bu belgede bir ay içerisinde kaç dakikaya kadar downtime yaşanmasına tolerans göstermeniz beklendiği, sorun yaşadığınızda talebinize en geç kaç dakika içerisinde dönüş yapılacağı gibi detaylara yer verilmektedir. Bu bakımdan SLA çok dikkatlice okunması gereken bir belgedir. Cloudflare gibi şirketlerin farklı hizmet paketlerinde farklı seviyelerde SLA taahhüdünde bulunduğunu örnek olarak altta dikkatinize sunuyoruz. 20 Dolar’lık ‘Pro’ pakette SLA taahhüdü bulunmazken, 200 Dolar’lık ‘Business’ pakette 100% SLA taahhüdü bulunuyor.

Umarız bu makalede yer verdiğimiz öneriler size fayda sağlar. Sizlerin başarılarınızı görmek bizi mutlu eder, gururlandırır!

Recent Posts

See All
bottom of page